Deneme - Oyunlardaki İçeriklerin Çocuklar Üzerine Etkileri

Deneme - Oyunlardaki İçeriklerin Çocuklar Üzerine Etkileri

   2023 yılında yayınlanan bir araştırmaya göre 2 yaş üstü çocukların %90'ından fazlası video oyunu oynamakta ve 8-17 yaş arası çocuklar günde ortalama 1.5 - 2 saatlerini video oyunu oynamakla geçirmektedir. Çocukların gerek çevrimdışı gerek çevrimiçi oyunlar oynayarak vakit geçirmeleri onlara eğlenceli, geliştirici ve eğitici deneyimler sağlayabileceği gibi risk oluşturacak durumlara ve yaşantılara da yol açabilmektedir. Çevrimdışı veya çevrimiçi oyun oynamanın, bu oyunların içeriklerini tüketmenin çocukların bilişsel, duygusal ve sosyal açılardan gelişimlerini etkileyebileceği söylenebilir. Fakat oyun oynamanın gelişim üzerindeki etkilerini değerlendirirken çocuğun oyun oynama motivasyonu, oynadıkları oyunların özellikleri ve içeriği, oyunda başka insanlarla sosyal etkileşime ne kadar girebildikleri ve çocuğun oyunun dışında yetiştiği sosyal bağlam gibi faktörleri de göz önünde bulundurmak uygun olacaktır.

   Bilişsel açıdan değerlendirildiğinde oyun oynamanın çocukların problem çözme becerilerini, stratejik düşünme kabiliyetlerini, el göz koordinasyonlarını ve uzamsal algılarını geliştirmede olumlu bir etkisi olabilir. Örneğin, bulmaca oyunları veya strateji gerektiren oyunlar, çocukların analitik düşünme ve planlama yeteneklerini geliştirebilir. Ancak, aşırı oyun oynama durumunda çocuklar dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon sorunları yaşayabilir. Sürekli uyarıcılarla dolu oyunlar, çocukların dikkat sürelerini kısaltabilir ve gerçek hayattaki görevlerde odaklanma zorlukları yaşamalarına neden olabilir.

   Duygusal açıdan değerlendirildiğinde işbirliği gerektiren oyunlar çocukların başkalarıyla uyum içinde çalışmayı öğrenmelerine ve sosyal-duygusal becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Ancak şiddet içerikli oyunlara maruz kalan çocukların saldırgan davranışlar sergileyebildiği, korku ve kaygı seviyelerinin arttığı da gözlemlenebilmektedir. Bunun yanı sıra, şiddet içerikli video oyunlarının saldırgan davranışları ne seviyede artırabildiği üzerine araştırmaların güncel olarak devam ettiği vurgulanmalıdır. Şiddet içeriklerine maruz kalmak ile saldırgan ve şiddet içerikli davranışlar sergilemek arasındaki ilişki değerlendirilirken çocuğun içinde büyüdüğü sosyal bağlam ve aile ortamı gibi değişkenler de göz önünde bulundurulmalıdır.

   Sosyal açıdan değerlendirildiğinde başka insanlarla etkileşime girmelerini sağlayan çevrimiçi oyunlar oynamak çocukların işbirliği yapma ve liderlik becerilerini geliştirebilir, sosyalleşmelerine olanak tanıyabilir, başkalarına yardım etmelerini sağlayacak prososyal davranışlar göstermelerini sağlayabilir. Fakat öte bir yandan başkaları ile girdikleri etkileşimlerde siber zorbalık, farkında olmadan kişisel bilgileri paylaşma veya kişisel bilgilerin güvenliğini etkileyecek davranışlarda bulunma, uygunsuz içerikler ve davranışlara maruz kalma gibi birçok açıdan riskli olabilecek durumlar deneyimleyebilirler.

   Çocukların özellikle cinsellik barındıran, yaşlarına uygun olmayan içeriklere maruz kalmaları onları birçok açıdan olumsuz yönde etkileyebilir. Erken yaşta bu tür içerikler, çocukların sağlıksız bir cinsellik algısı geliştirmelerine sebep olabilir ve davranışlarını olumsuz yönde etkileyebilir, psikolojik sağlıklarını tehdit edebilir ve uzun vadede sağlıksız ilişkiler geliştirmelerine sebep olabilir.

   Bunlara ek olarak, günlük hayatta ebeveynlerin ve eğitimcilerin en çok dikkatini çeken noktalar arasında çocuğun zamanını sınırsız bir şekilde oyun oynayarak geçirmesi ve buna bağlı olarak uyku düzeninin bozulması, beslenmesinin aksaması, fiziksel aktivitesinin azalması, aile üyeleri ile geliştirdiği ilişkileri ile akran ve arkadaşlık ilişkilerinin olumsuz yönde etkilenmesi, akademik başarısında düşüşler yaşaması gibi durumlar yer almaktadır. Bu durumlar çocukların psikolojik veya fiziksel sağlıklarını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Çocuklarının bu yönde etkilendiğini gözlemleyen ebeveynlerin psikolojik ve/veya tıbbi açıdan destek almaları önem taşımaktadır.

   Sonuç olarak, oyun oynamanın ve oyunlardaki içeriklerin çocuklar üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkileri olabilir. Çocukların oyun oynarken olumsuz deneyimler edinme riskleri olduğu inkâr edilemez.  Bu riskleri azaltmak ve önleyebilmek için ebeveynler ve eğitimciler, çocukların oyun alışkanlıklarını takip etmeli, deneyimlerini dikkatle izlemeli ve onları yönlendirmelidir. Çocukların yaşlarına uygun oyunlar seçmeleri, oyun sürelerini dengelemeleri/sınırlandırmalı, oyunların yanı sıra farklı ilgi alanlarına da yönlendirmeleri ve çevrimiçi güvenlik kurallarını öğrenmeleri önemlidir. Böylece, oyunların potansiyel faydalarından yararlanırken olumsuz etkilerini en aza indirmek mümkün olacaktır.